14 Aralık
2006
Ali Türker
Pirtini
S.M.M.M
ERTELENMİŞ VERGİ NEDİR?
Giriş
Ertelenmiş Vergi
orijinal adıyla (Deferred Tax) muhasebe literatürümüzeyeni girmiş bir konudur.
Fakat Uluslararası Muhasebe Standartlarında uzunca bir süredir
yeri olan bir konudur.
Ertelenmiş
vergi konusu Uluslararası
Muhasebe Standartları’nın 12.si olan Vergilendirme başlıklı (IAS 12 Income Taxes) standardı içerisinde yer
almaktadır. Ülkemiz de
ise “Ertelenmiş Vergi ” konusu ilk olarak S.P.K tarafından ele alınmış ve
uygulamaya konulmuştur.
S.P.K (Sermaye Piyasası
Kurulu) kendi mevzuatına tabi şirketlerde uygulanmak üzere uluslar arası
muhasebe standartlarıyla uyumlu finansal tablolar ve raporlar hazırlanması
amacıyla 15.11.2003 Tarih ve 25290 sayılı mükerrer gazete de Seri XI No
25 sayılı
Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliği yayınlamıştır. Bu
tebliğ de 33 Adet standart yayınlanmış ve ertelenmiş vergi tebliğde
Kısım 28 de “ Kurum Kazancı Üzerinden Alınan Vergiler ” başlığı altında ele
alınmıştır. Halen S.P.K Mevzuatına tabi şirketler de bu tebliğe uygun olarak
finansal tablolar hazırlanmakta ve raporlama yapılmaktadır.
Son olarak Ülkemizde
ulusal muhasebemizin gelişebilmesini sağlamak, uluslararası muhasebe
standartlarına da paralel ve kamu yararına uygun ulusal muhasebe standartları oluşturmak
amacıyla Türkiye
Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) kurulmuştur. Bu kuruluşta bu güne kadar 41
adet standart
yayınlamıştır. Ertelenmiş
vergi konusu Türkiye Muhasebe Standartlarının (TMS) 12 no‘lu Gelir Vergileri
Başlıklı Standartında düzenlenmiştir.
Türkiye Muhasebe
Standartları şu anda uygulanmamaktadır. Fakat Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun uygulamaya
geçmesi ile birlikte
Türkiye'de faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişi tacirler Türkiye Muhasebe
Standartlarına uygun şekilde muhasebelerini düzenleyeceklerdir.
Ertelenmiş Vergiyi şu şekilde
tanımlayabiliriz.
“Ertelenmiş
Vergi Bir
varlığın ya da bir borcun (yükümlülüğün) muhasebede ki
kayıtlı değeri ile vergi
değeri arasındaki farktan oluşan geçici farklar üzerinden hesaplanır. ”
Ertelenmiş Vergi iki yönlü olarak ortaya çıkar. Birincisi ertelenmiş vergi
varlığı ikincisi ise ertelenmiş vergi borcu ( yükümlülüğü) dür. Ertelenmiş vergi
varlığı; İndirilebilir geçici farklar, kullanılmayan mali zararlar ile
kullanılmayan vergi indirim ve istisnalarının ileriye doğru taşınması
nedenleriyle gelecek dönemlerde geri kazanılabilir vergi tutarını ifade
etmektedir. Ertelenmiş Vergi Borcu (Yükümlülüğü) ise; Geçici farklar nedeniyle
gelecek dönemlerde ödenecek vergi tutarını ifade etmektedir.
TMS 12'ye
göre Geçici
farklar: Bir varlığın veya borcun bilançodaki defter değeri ile bunların vergi
açısından taşıdıkları değerler arasındaki farkları ifade eder. Geçici farklar
aşağıdakilerden biri şeklinde olabilir:
Vergiye tabi geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme
yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergiye
tabi tutarlar oluştururlar; ya da İndirilebilir geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o
dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergi matrahından
indirilebilir tutarlardır.
TMS 12 de konuyla ilgili
geçen önemli tanımlardan biri de Vergiye esas değer tanımıdır
bu
bir varlık veya borcun
vergisel açıdan taşıdığı tutarı/değeri ifade etmektedir.
Bir varlığın vergiye esas değeri, işletmenin gelecekte söz konusu varlığın
defter değeri tutarında sağlayacağı vergiye tabi ekonomik yarardan vergisel
açıdan gider olarak indirilebilecek olan tutarı ifade eder. Eğer ilerideki
ekonomik faydalar vergiye tabi olmayacaksa, anılan varlığın vergiye esas değeri
defter değerine eşit olmaktadır.
Konuyla ilgili bir diğer
önemli husus ise Vergi gideri (vergi geliri) dir. Vergi gideri (vergi geliri), dönem vergi
gideri (dönem vergi geliri) ile ertelenmiş vergi gideri (ertelenmiş vergi
geliri) toplamından oluşmaktadır.
Genel olarak ertelenmiş
verginin tanımı ve konuyla ilgili diğer önemli kavramları açıkladıktan sonra 12
No'lu Türkiye Muhasebe Standartın da konuyla ilgili temel prensipler şunlardır.
- TMS 12’ ye göre Finansal raporlama yapan kuruluş bir varlığı veya borcu muhasebeleştirdiğinde bunların defter değerleri kadar bu varlıktan ileride fayda temin edileceğini, borcun ise ödeneceğini bekler. Eğer defter değerleri tutarında ileride fayda elde edildiği veya borç ödendiğinde ödenecek vergiler, bu faydanın elde edilmesi veya borcun ödenmesinin vergisel etkisinin olmadığı duruma göre fazla veya az olacaksa; bu Standart, bazı istisnai durumların dışında, işletmenin ertelenmiş vergi borcu veya ertelenmiş vergi alacağı muhasebeleştirmesini zorunlu kılmaktadır.
- Bu Standart işletmenin işlemlerin ve diğer olayların vergisel sonuçlarını işlemleri ve diğer olayları muhasebeleştirdiği şekilde muhasebeleştirmesini zorunlu kılmakta. Bu nedenle, işlemler ve diğer olaylar kâr veya zararda muhasebeleştirilmişse, bunlarla ilgili vergi etkileri de kâr veya zararda muhasebeleştirilmektedir.
- İşlemler ve diğer olaylar doğrudan doğruya özkaynak hesaplarında muhasebeleştirilmişse, ilgili vergi etkileri de doğrudan özkaynak hesaplarında muhasebeleştirilmektedir.
- Benzer şekilde, işletme birleşmelerinde ertelenmiş vergi alacağının veya vergi borcunun muhasebeleştirilmesi, işletme birleşmesinde oluşan şerefiye tutarını veya elde etmenin maliyetinin devralınan şirketin belirlenebilen varlıklarının net gerçeğe uygun değerlerinin, borçlarının ve koşullu borçlarının toplamını aşan kısmındaki devralanın hissesine düşen kısmı etkilemektedir
- Bu Standart, aynı zamanda, henüz kullanılmamış olan geçmiş yıl zararları nedeniyle oluşan ertelenmiş vergi varlıklarının veya kullanılmamış vergi avantajlarının muhasebeleştirilmesi, gelir vergilerinin finansal tablolarda sunumunu ve gelir vergileri ile ilgili bilgilerin açıklanması konularını da düzenlemektedir.
Sonuç
Ertelenmiş Vergi
Konusu Türk
Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve eş zamanlı olarak Türkiye Muhasebe
Standartları’nın ülkemizde uygulanması ile birlikte gündeme gelecek çok önemli
bir konudur.
Ertelenmiş vergi hesaplaması Kar rakamını
direk olarak etkileyecek bir hesaplamadır. Sonuç olarak Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulanması ile
birlikte yasal muhasebe kayıtları bu standartlara göre tutulacağı
için Türkiye ‘ de uzun süredir iki farklı kar rakamı olan mali ve ticari kar
ayrımı da ortadan kalkacaktır. Ayrıca bu standartlara göre
hazırlanmış finansal
tablolar uluslar arası muhasebe standartlarına göre hazırlananmış finansal
tablolar statüsünde olacağı için finansal tablolarımız uluslararası geçerlilikte
olacaktır. Tavsiyemiz Türkiye Muhasebe Standartları zorunlu olarak uygulanmadan
önce tüm gerçek ve tüzel kişi tacirlerin muhasebesinden sorumlu olanların
(muhasebeciler ve mali müşavirlerin) ertelenmiş vergi konusunun yer aldığı 12 Nolu Türkiye Muhasebe
Standardı ve diğer
Türkiye Muhasebe Standartlarıyla ilgili uygulama hazırlık çalışmalarına bir an
önce başlamalarını tavsiye etmekteyiz.
Kaynak
- Uluslararası
Finansal Raporlama Standartları
- Seri XI No
25 sayılı
Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ (Kısım28)
-
Gelir Vergilerine İlişkin
Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 12) Hakkında Tebliğ Sıra No: 31
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder